Programın girişinde şu dönemlerde nasıl olduğunu aktaran Arda Kural, Gökhan Çınar karşısında şunları söyledi; ‘’Kötü olduğum zamanlarda da hep iyiyim diye biriyim. Şimdilerde ise keyfim çok yerinde diyorum. Gücümü toplamam gerektiğini biliyordum ve o gücü artık topladığımı düşünüyorum. Uzun süredir sektörde yoktum. İnsanlar beni hiç yalnız bırakmamış ve unutmamış. Bunu hissediyorum. Kimse beni asla yalnız bırakmamış. Bu tepkileri ve mutluyum. Geçmişe dönecek olursam hayatım boyunca aynaya bakmaktan hiç hoşlanmadım. İnsan aynaya baktığında kendisini göremiyor. Gördüğü sadece yüzü ve güzelliğiyle ilgili şeyler oluyor. Ayna bence bundan başka bir şeye yaramıyor. O yansımada kendimi görebileceğimi zannetmiyorum. Kendimi insanlara baktığımda görüyorum. Şimdilerde insanlara baktığımda müthiş sevgili müthiş gerçek bir ilişki görüyorum. Kendimden memnun olduğum bir dönem. Önceki dönemlerin sorunlu olduğum zamanlardı ama şimdi çok daha iyiyim.’’

SUSTUM AMA ŞİMDİ DAHA ÖZGÜRCE KONUŞABİLİYORUM!

Samimi tavırlarıyla dikkat çeken Arda Kural, geçmişte yaşadığı sorunlarla ilgili şu sözleri ifade etti; ‘’İnsanın içinde hissettiği duygular nasıl görünüyorsa başkaları da seni o şekilde algılıyor. Hiçbir şey göründüğü gibi değildir. Çok kötü şeyler yaşamadım ama öyle gösterildi. Ben o zor dönemleri yaşarken içimde başka bir yanım hep daha vardı. Yaşadıklarımın ise çok basit açıklamaları vardı ama dışarıdan görünen öyle olmadı. Benim için ‘’Sokakta yatıyor, şezlong üzerinde uyuyor ve yazık oldu Arda’ya’’ dediler. Konuşup cevap verebileceğim bir dönem hiç değildi. Kendim ile mücadele ve bir savaş halindeydim. Başıma bir şeyler gelmişti ve çok matematiksel davranmam gerekiyordu. Sustum o dönem ama şimdi çok daha rahat cevap verebiliyorum her şeye. Kendimde o gücü hissediyorum artık ve özgürce konuşabiliyorum. Psikolojik olarak kötü olduğum zamanlarda annem ile tartışıp battaniyemi alıp arkadaşlarımın yanına gittiğimde bile bana denilmeyen kalmadı. Çok daralmıştım. Aldım battaniyeyi ve çıktım şezlongda yatıp uyudum. O an çok iyi hissettim. Başımın üstünde bir tavan yoktu. Kapalı bir alanda değildim ve yıldızları izliyordum. Ne var yani Büyükçekmece orası. Orada herkes beni tanır. Kimseyi rahatsız etmem. Uyudum ve uyandığım gibi basın geldi. Şezlonga kadar gelip röportaj yaptılar. Kafam doluydu ve o şekilde konuşturdular beni.’’

BANA YAŞATILANLAR YÜZÜNDEN O DURUMA DÜŞTÜM!

Geçmişinde yaşadığı problemleri bir bir aktarmaya devam eden Arda Kural, o dönemlerde neler yaşadığını şu sözleriyle anlattı; ‘’Beni hasta eden şey, benim hasta ruhlu oluşumdur. Ben her şey ile uğraşırım. Mesela her şeyin bir düzeni vardır bu hayatta. Buna inanırız. Ben bir dizide baş rol oyuncuyken orada neler yapmam gerektiğini bilirim. Üstüme düşenler neler diye profesyonel olarak işime odaklanamam beklenir. Bunları yaptım. Hatta ve hatta diğer oyunculara yaklaşımımı da hep samimi tuttum. İşimizi hep çok daha iyi yerlere getirelim diye çok sıcak davrandım. Bunu kötüye kullandılar. İnsanların ‘’Arda’yı nasıl ezelim? Başrolün üzerine nasıl çıkabiliriz?’’ gibi yaklaşımlarını gördüm. Hatta bir gün sette ezan duydum. O ezan bana çok büyük ilham oldu ve namaz kılmaya bile başladım. Herkesin gözünde bir anda dinci oldum. Benimle alay ettiler. Bunlar beni çok öfkelendirdi ve öfkelenince psikolojim bozuldu. Bunları gözümün içine baka baka ve hissettire hissettire yaptıkları için buna çok sinirlenmiştim. Kişinin sınırları ihlal edilemez. Bir olay daha anlatacağım. Bir gün hep birlikte tüm dizi ekibi bir mekana eğlenmeye gittik. Sete yeni başlayan Seda Akman sana aşık oldum dedi ve bir anda böyle bir hikaye yaşadık onunla. Diziye yeni başladığı zamanlardı. Bir köşede konuşmaya çalışırken diğer oyuncuların garip garip bakışlarını üzerimde hissetmeye başladım. Sarp Levendoğlu girdi araya. Amiyane tabirle resmen Seda’yı elimden aldılar. Buna çok sinirledim. Beni çok kızdırdılar. Yaşadığım her şey bana çok iyi geldi. Hepsinden bir ders çıkarttım. Hastalığı çok umursamadım. Onu kabul ettim ama çok üstünde durmadım. Hiç yılmadım bu hayatta. Herkes bana dünyada sen çok zayıfsın biz ise değiliz dese dahi ben bu savaşı kazandım. Kendimi iyileştirmek de zor olmadı. Bana yaşatılan şeyler yüzünden bu duruma düştüğümün farkındaydım. Benim eksikliklerim yüzünden olmadı bunların hiçbiri. İnsanın psikolojisini bozabiliyorlar. Öfkemi yenip tamamladım. Hırsımı artık planladığım güzel projeler üzerinden alacağım. Çok başarılı olmak adına yapacağım çok şey var.’’

Genel

GÖZ YAŞLARIMI ÇOK SEVDİM!

Çocukluğuna dair anılarını aktaran Arda Kural, annesi ve babası ile ilgili hissettiği duyguları şu şekilde paylaştı; ‘’Ben hep ağlarım. Göz yaşlarımı çok seviyorum. İçim yanarken sanki üzerine su serpiliyormuş gibi hissederim ağladığım zamanlarda. Çocukluğumdan beri bu duyguyu biliyorum. Şimdi düşündüğümde annemin zengin bir ruhu vardır. Çok güçlü bir kadındır. Annem beni sevmiyor diye düşündüğüm zamanlarda bile o hep benim yanımda olmuştur. İçine düştüğüm her zorlukta annem yanımdaydı. Anneden başka bir şeyim yok benim. Babam çok küçükken bizi bırakmıştı ama onu da çok severim. Anne ve baba çocuk demektir benim için. Babam kabadayı ruhlu ama çok cesur bir adamdı. Bana hep güçlü olmam için önerilerde bulunurdu. Sanki o bunu başaramamış ve benim de aynı duruma düşmemi istemiyor gibiydi. Bana hep öğüt verdi.’’

HAYATIMIN DÖNÜM NOKTASI YILDIZ ASYALI İLE OLAN İLİŞKİMDİ!

Yaşamı boyunca en önemli hikayesinin Yıldız Asyalı ile yaşadığı birlikteliğin olduğunu söyleyen Arda Kural, geçmiş aşkını şu şekilde özetliyor; ‘’Benim hayatımın en önemli dönüm noktası Yıldız Asyalı ile yaşadığımız ilişkiydi. Yıldız o dönemler Kanal D Çocuk Kulübü’nde program sunuyordu ve ben ona çok hayrandım. O dönemler popüler değildim. Kral TV’de VJ’lik yapıyordum. Bu kız ile nasıl tanışacağım diye düşünürken en sonunda o teklif geldi. Kral TV’de tanınmaya başladım ve ardından dizi görüşmelerine başlamıştım. Bak Arda şimdi oldu dedim kendime. O dizi işini bir iş gibi değil de sanki Yıldız’ı tavlamaya çalışmak için bir araç olarak gördüm. Hiç unutmam. Ben sete gittiğim zamanlarda Yıldız ortalıktan kaçıyor gibiydi. O da benimle aynı hislere tutulmuş. O da bana hayranlık duymuş. Sette hatta heyecandan ölecek diye Yıldız ile dalga geçiyorlarmış. Ben çok çılgındım onun karşısında. O çok güzeldi. Annesi ondan başka bir şey yokmuş gibi davranmama kızardı. Çok güçlü bir şey yaşadık ama ayrılmak zorunda kaldık onunla. Geçenlerde sahnesine ziyaretine gittim. Sonra onunla iletişime geçtik. Görüşelim deyince bunda yılın sonunda ortaya çıkmışken Yıldız’ı görmeden olmazdı. Çok keyif aldım.’’

Editör: Funda Erkoç