Tiyatroya duyduğu aşkın daha küçük yaşlardan itibaren başladığını anlatan Demet Akbağ, “Evde kocaman bir radyomuz vardı, oyundaki gibi radyo tiyatrosu dinlerdik. O saatlerde eve misafir geldiğinde çok kızardım. Transistörlü olduğu için radyoyu taşıyamazdım ama kulağıma yapıştırır, öyle dinlerdim. Okulda da tiyatro oyunlarına katılırdım. Hatta hep yaşımdan büyük karakterleri oynardım. Anaç tavrımdan mı, bilmiyorum. Bir de okul yıllarında erkek oyuncu adayları daha ufak tefek çocuklardı, ben de ya anne ya da abla, kardeş olurdum” diyor. Ünlü tiyatrocu: “Heyecanlanmadan bu iş yapılmaz, olmaz. Her oyunda, ilk repliğimi söyleyene kadar kalbim çarpar.” Demet Akbağ, Yılmaz Erdoğan ile ilgiliyse şunları söyledi: “Yılmaz’la bacı-kardeş olduk artık. O bana ‘bacım’ der, ben ona ‘kardeşim’. Birbirimizin akrabası gibiyiz, seyirci de öyle kabullendi.”