Son Dakika Haberlerine göre: BBC, Rus barış gücü askerlerinin yerleştiği Dağlık Karabağ'da anlaşma metninde yer almayan helikopterler ve insansız hava araçlarının sevk edildiğini duyurdu. Ermenistan, Rusya ile Dağlık Karabağ hava sahasını kapatıp uçuşa yasak bölge ilan etti. Nerede olduğu bilinmeyen Ermenistan Başbakanı Paşinyan, iki gün sonra kameraların karşısına geçip savaşın sonucunun nasıl geldiğini anlattı. Paşinyan karşıtı protestolar 3'üncü gününe girerken güvenlik güçleri eylemcilere müdahale etti.

Dağlık Karabağ savaşında bozguna uğrayıp yenilgi anlaşmasını imzalayan Ermenistan'da fırtına dinmiyor.

17 muhalefet partisinin organize ettiği protesto gösterisine başkent Erivan'da 10 bini aşkın insan katıldı, Başbakan Nikol Paşinyan'ın istifasını isteyenler Özgürlük Meydanı'nı hınca hınç doldurdu.

'Paşinyan hain' ve 'Paşinyan gitsin' sloganları yükselirken, muhalifler nerede olduğu bilinmeyen başbakana koltuğunu bırakması için gece yarısına süre verdi.

BBC muhabiri Jonah Fisher, Dağlık Karabağ'ın kaybedilmesini içine sindiremeyen Ermenilerin protesto sırasında gözyaşlarına boğulduğunu aktarıyor.

Uluslararası haber ajansı Reuters'ın geçtiği fotoğraflardan birinde ise, küçük çocuğuyla Erivan'daki protestoya katılan bir kadının hüngür hüngür ağladığı göze çarptı.

BBC, Erivan'daki protestocuların 44 günlük savaşı bitiren anlaşmanın iptal edilmesini istediğini ancak muhalefet partilerinin parlamentoda olağanüstü toplantı için yeterli çoğunluğa ulaşamadığını bildiriyor.

Reuters zaman zaman polisle çatışan muhaliflerden birçok kişinin gözaltına alındığını, karakola götürülenler arasında Müreffeh Ermenistan Partisi lideri Gagik Tsarukyan'ın da olduğunu duyurdu. Yerel medya, gözaltına alınan 100 kadar muhalifin Çarşamba akşam saatlerinde serbest bırakıldığını bildirdi.

Ancak BBC, aralarında siyasi parti liderlerinin de bulunduğu 10 muhalifin tutuklandığını aktarıyor. Tutuklananlara yöneltilen suçlama ise savaş durumunda miting düzenlemek ve devlet sırlarını ifşa etmek.

Başkent Erivan’da devam eden protestolarda göstercilier Ulusal Güvenlik Dairesi’nin önüne geldi. Burada kendilerini hem özel kuvvetler hem de bir düzineden fazla otobüs dolusu güvenlik güçleri karşıladı.

Protestolar üçüncü gününe girerken güvenlik güçleri eylemcilere müdahalede bulunarak gözaltı işlemi uyguladı.

Uluslararası ajanslar polis müdahalesini böyle görüntüledi.

Erivan semalarında uçan bir Rus uçağı ise dikkat çekti.

Çatışma hatları ve Laçın koridorunda görev yapacak Rus barış gücü askerleri bölgeye gelmeye devam ederken, Ermenistan güçleri de işgal altında tuttukları yerlerden ayrılmaya hazırlanıyor.

BBC, 16 gözlem noktasında görev yapacak 1960 barış gücü askerlerinin Suriye deneyimi olduğunu bildiriyor. Rus ordusu, askerlerin uçak, helikopter ve insansız hava araçları kullanacağını açıkladı.

Rusya Savunma Bakanlığı, sekiz Mi-8 ve Mi-24 helikopterlerinin Erivan'a ulaştığını belirtiyor. 10 Kasım tarihinde imzalanan anlaşma metninde, helikopterler ve insansız hava araçları yer almıyordu.

Ermenistan Savunma Bakanlığı sözcüsü Şuşan Stepanyan ise, bu sabah Rusya ile birlikte Ermenistan ve Dağlık Karabağ hava sahasının uçuşa yasak bölge ilan edildiğini duyurdu.

İki gündür ortaya çıkmayan Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, bugün ilk kez bir açıklama yaptı ve yenilgi anlaşmasını imzalamasının Karabağ sorununun köklü çözümüne işaret etmediğini savundu.

Anlaşmayı imzalamayı reddetmesi halinde yaşanacaklara da değinen Paşinyan, "Hankendi birkaç gün içinde kaybedelirdik, ardından Askeran ve Martakert şehirlerini. Bu şehirleri yitirmemizle birlikte 20 bin asker kuşatma altında kalacaktı, sonuç ölüm ya da esir düşme olacaktı" dedi.

İstifa çağrılarına direnen Ermenistan lideri, Dağlık Karabağ'ın bağımsızlığının uluslararası tanınması konusunda ısrar etmeye devam edeceğini ileri sürerken, imza öncesindeki sır perdesiyle ilgili "Harutyunyan ve ben halkın paniğe kapılmaması için zor durum hakkında tam bilgi vermedik" diye konuştu. Paşinyan, Rus barış gücü askerlerinin Karabağ'da yaşayan Ermenilerin yanı sıra Erivan ve Hankendi arasındaki hattın güvenliğini de sağlayacağını dile getirdi.

Uluslararası toplum tarafından tanınmayan işgalci Dağlık Karabağ yönetiminin lideri Arayik Harutyunyan, yine Facebook'tan açıklamalar yapıp savaş sırasında kaçan sivillerin geri gelmesini istedi.

Harutyunyan, cephedeki hezimeti "Hepimiz askerlerimize ihanet ettik, anlaşmayı imzaladık çünkü binlerce asker kuşatma altındaydı. Hankendi'yi artık koruyamıyorduk" sözleriyle değerlendirdi.

Ermenistan Genelkurmay Başkanı Albay Orgeneral Onik Gasparyan ise, kendisinin önerisiyle imzalanan anlaşma için "Bu acil bir karardı. Bu bizim için çok acı bir gerçek ancak durumun objektif bir değerlendirmesinin sonucudur" dedi.

Ateşkes anlaşmasıyla silahların sustuğu bölgede yeni bir savaş tehlikesi var mı? Bazı analistler 44 günlük savaşın bittiğini söylüyor. Ancak diğerleri aynı fikirde değil. Bunlardan biri, ABD'nin eski Azerbaycan büyükelçisi Richard Dale Kauzlarich.

BBC'ye konuşan diplomat, bölgedeki son yıllarda yaşanan nefretin kolay kolay geçmeyeceğini söylüyor: "Bu koşulsuz ateşkese yol açar mı? Emin değilim. Ama eminim ki savaş henüz bitmedi."

Amerikalı diplomatın aksine, Chatham House düşünce kuruluşundan Laurence Broers, anlaşmanın Azerbaycan'da savaşı 'bitirdiğine' ve 'çatışmanın ana hedeflerini karşıladığına' inanıyor: "Şu anda Rus barış güçleri daha fazla kan dökülmesini önlüyor ve görünüşe göre Bakü'nün üçlü anlaşma yoluyla Azerbaycan'ın ulaştığı hedeflerin çoğunu karşılamak için ödemek zorunda olduğu bedel bu."

Dağlık Karabağ'daki çatışmalar 27 Eylül Pazar günü sabah saatlerinde Ermenistan'ın ateşkes ihlaliyle başladı. Dağlık Karabağ, Birleşmiş Milletler (BM) ve uluslararası toplum tarafından Azerbaycan'ın bir parçası olarak tanınıyor. Ancak Azerbaycan'ın topraklarının yaklaşık yüzde 20'sine denk gelen Dağlık Karabağ ve civarındaki bazı bölgeler, 1990'ların başından bu yana Ermenistan işgali altında bulunuyordu. Bölgede 1991 yılında 'Dağlık Karabağ Cumhuriyeti' ilan edildi. Ancak burayı uluslararası alanda Ermenistan dahil hiçbir ülke tanımadı.

Güney Kafkasya’da 4 bin 400 kilometrekarelik bir alanı kapsayan Dağlık Karabağ (Yukarı Karabağ), Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki en büyük sorun olarak yıllardır çözüm bekliyordu. 'Dağlık Karabağ' bölgesinin kelime kökeni birkaç farklı dilin karışımından oluşuyor. İsminin içinde bulunan birkaç dil bile, bölgenin tarih boyunca farklı kültürler arasındaki geçişkenliğe nasıl maruz kaldığını başlı başına gösterir nitelikte.

İngilizcesi Nagorny (ya da Nagorno) Karabakh. 'Nagorny' kelimesi Rusçada 'dağlık' (нагорный), anlamına geliyor. Azerbaycancada da, tıpkı Türkçe'deki gibi 'dağlık' anlamına gelen 'dağlıq' ya da 'yukarı' anlamına gelen 'yuxarı' kelimeleri ile anılıyor. Karabağ ise, Türkçe ve Farsçada ortak bir kelime olup, 'siyah bahçe' demek.

10 Aralık 1991’de yapılan ve bölgede kalan Azerilerin boykot ettiği referandumda Ermeniler, Azerbaycan’dan ayrılmak için oy kullandı. Referandumun ardından Dağlık Karabağ’ın bağımsızlığı ilan edildi, ancak bu girişim uluslararası toplumda karşılık bulmadı. Ermenistan ordusunun desteklediği Dağlık Karabağ Ermenileri ile bölgede yaşayan Azeriler arasındaki gerilim, bağımsızlık ilanıyla gittikçe yükseldi. Çıkan çatışmalar, 1992’de Ermenistan ordusu ve Dağlık Karabağlı Ermeniler ile Azerbaycan ordusu arasında sıcak savaşa dönüştü.

Dağlık Karabağlı Ermeniler, savaş sonunda bölgenin tümünün kontrolünü ele geçirdikleri gibi komşu yedi bölgeyi (rayon) de işgal ettiler. Böylelikle Dağlık Karabağ ile Azerbaycan'ın doğrudan temas noktaları oldukça sınırlandı. Dağlık Karabağ sorunu akademik çevrelerde yıllardır 'donmuş çatışma' olarak nitelendiriliyordu. Aralıklarla devam eden çözüm müzakerelerine rağmen hem Dağlık Karabağ-Azerbaycan temas hattında hem de Azerbaycan-Ermenistan sınırında, karşılıklı ateşkes ihlalleri sık sık tekrarlandı.

Yarım milyon mülteci Azerbaycan ve Ermenistan'a sığındı, yaklaşık bir milyon insan zorla yer değiştirmek zorunda kaldı. Dağlık Karabağ çatışmaları başlamadan önce varolan bazı kasaba ve köyler tamamen terk edildi ve harabeye döndü. Azerbaycan topraklarının yüzde 14’ünden fazlası halen işgal altında.

Editör: TE Bilişim