
Songül- Ayça Bingöl Songül, yıllarca başkalarının evinde çalışarak kızı İlkgül ve oğlu İlkkan’ı tek başına büyütmüştür. Uzun zamandır yanında çalıştığı Canan ve oğlu Ahmet ile arasında derin bir bağ vardır. Songül, kendinden önce hep başkalarını düşünür. Başkalarına yardım eli uzatırken kendi derdini bile unutur. Bu sebeple de mahallesinde oturan ve sitede çalışan bütün kadınların manevi ablası, hatta annesi olmuştur. Şu hayatta onun için en kıymetli şey çocuklarıdır. Tüm uğraşları, hayatla mücadelesi onlar içindir. Hep çok çalışmış, kimseye onların boynunu eğdirmemiştir. Sırf bunun için yeri gelmiş sabahtan akşama kadar temizlediği kirler gibi en derin, kirli cümleleri bile yutmuştur. Gözbebeği İlkgül’ün üniversiteyi kazanması Songül’ün sanki hayatla arasında verdiği derin bir nefes ve tüm çabalarının karşılığı olur. Kızı, onun gurur kaynağıdır. Zaman zaman İlkgül onun kalbini çok kırsa da hiçbir günü kızı ile küs bitiremez.

Hayriye – Ceren Moray Hayriye deli dolu bir kadındır. İyi kalpli olmasına rağmen bir türlü tutamadığı çenesi yüzünden başına sürekli dert açar. Dedikoduyu çok sever. Bu yüzden herkesin meselesini bilir ve her şeye burnunu sokmadan duramaz. Bu durum bazı istenmeyen sonuçlar doğurur ve arkadaşlarının başını da ara sıra derde sokar. Hayatta arkadaşlarından başka kimsesi olmayan Hayriye, onları istemeden soktuğu bu zor durumlardan kurtarmak için canla başla uğraşır. Gözü arkadaşlarına kıyasla hep daha yukarıdadır ve bir daha hiç çalışması gerekmediği, rahat bir hayatın hayalini kurar.
