Spiritüel Danışman Tuğçe Işınsu, günlük hayatta karşılaştığımız sağlık sorunları yolu ile bedenin bize vermek istediği mesajlar olduğunu söylüyor.

Tuğçe Işınsu, Hastalık, enerjinin bozulmasıdır. Yaşamın, ruhun, enerjin artık sana bir “mesaj” vermek zorunda kalır tüm o yaşananlardan sonra ve bunu bir hastalık yolu ile yapar. Daha önce olumsuz bir şey olur, bunun sonucu kişide bir hastalık olarak sadece yansır. Şifa içinse kaynağa geri dönülmeli, aslı sebep bulunmalı. Cevap her zaman geçmişle ilgili” diyor.

Işınsu’ya göre, kendinizi onaylamamış, sevmemiş, korkular içinde yaşayan, ifade edememiş, yansıtamamış biriyseniz hastalık olarak bu tıkanmış enerji size geri döner. Geçmişi bırakabilmelisiniz, bırakamıyorsanız bu size olumsuz yansır ki toplumdaki çoğu kişinin asıl sorunu da budur.

Migren – baş ağrıları: Kalma, durma, ileri gidememe. Kusursuz olma isteği, fazla kontrol, kendi üzerinde aşırı baskı yaratma. Bastırılmış öfke. Hayatın akışına güvenmeme.

Geçmişi bırakamama. Eski ve ihtiyaç duyulmayan şeyi atmaktan korkmak.

Kendinden ve yaşamdan kaçmak. Korku. Kendini sevmemek.

İstenmeyene katlanma. Korku. Kendini eleştirme, sevmeme.

Başaramayacağına inanma, hak etmeme duygusu. Umutsuzluk.

Kendinden nefret etmek, utanma, kendini onaylamama, bastırılmış nefret.

Karamsar düşünme ve inançlarda sorun yaşama. Korku. Olumsuza inanmak.

Derin acılar ve çöküşler. Uzun süre sır taşımak. Nefreti içinde tutmak.

Korkma. İncinme, aşağılanma, korunma ihtiyacı duyma. Duygulardan kaçış. Güvensizlik, kendini reddetme. Arayış. Korunma isteği. Aşırı duygusallık. Korku ve korunma ihtiyacı, gizli öfke ve affedememe. Dış dünyayı güvenli bulmama.

Korku ile yaşama. Hayattan kaçma eğilimi. Yaşamına sahip çıkamama.

Tüm sağlık sorunlarının düşünsel, geçmişle ilgili ve duygusal hatta bazen karmasal sebepleri var.

Hastalık zamanında gelişmiş bir olumsuz enerjinin, bir çöküşün, duygusal darbenin sizin yaşamınızda kendini gösterdiği son halidir. Kaynağı ve oluşması eskiye dayanır. İnsan çok karmaşık, detaylı, çok bilinmeyenli, hatta gücünü küçümseyen bir bilgi-enerji-ruh birleşimidir. Fiziki beden, bilinçaltı denen “bilincimiz dışında” kalan alanın yanında çok küçük bir kısımdır. Bir hastalığın geride bırakılması için, onun “asıl” ortaya çıkma sebebi incelenmelidir. Hastalık önce fiziksel olarak ortaya çıkmaz, “enerjinizde” ortaya çıkar, enerji bedenle yaratılır… Spiritüel şifacılar da o nedenle enerji bedenle çalışır. Evrende her şey titreşim halinde, bedeniniz de öyle. Kişi kendi gücünü küçümsediği ve bazen de katlanmayı, kaybetmeyi seçtiği için hastalanır. Oysa ki birçok kişi kendi kendisinin şifacısı olarak zaman içinde iyileşebilir, yol alır. Ruhunuza yaptığınız haksızlıklar en sonunda fiziksel bedeninizde de izler taşır.

Herkesin yükünü taşıyan gereksiz fedakar bir anne kambur olur, kıtlık korkusu olan bir adam yediklerini depolar obez olur, kendini beğenmeyen bir kız gün gelir gerçekten de akne dolu bir cilt yaratır kendine.

İnsan bilinçaltı ve düşünce gücü ile enerjileri doğru da kullanmazsa hastalanır. Bloke olan yaşamsal enerji kişiyi hasta eder, yaşamsal enerji akamaz ise bu sizi tıkar. Bedeninizin titreşimini dengeleyebilmeniz gerekir. Buradaki ana husus, aslında hastalığın değil kişinin ve o kök sorunun iyileştiriliyor olmasıdır. Konu ile ilgili enerjisel doğru tespitin yapılması gerekir.

Bazen kader veya karakter özellikleri (değişmez etkiler) aynı kaldığı sürece hastalık veya olumsuz enerji aşılamaz. Sürekli olumsuz düşünmek, kötü kadere kayıtsız şartsız inanmak, hastalıktan korkmayı asla bırakamamak gibi durumlarda şifa yapılsa da enerji geriye sarabilir. Bu dönüşüm yolculuğunda, hayat ve enerji tümden değişmeli. Kişi inanç sistemini gözden geçirmeli. Bu tarz uygulamalarda bazen uzaktan bile etki olur. Birçok şifacı zaman-mekan sınırı dışında uzaktan da etkili oluyor; inanmak, sonuca bağımlı olmamak, konsantre olmak, doğru imgeleme yapmak, doğru kayırlara ulaşmak, vizyonu alabilmek, şüphesiz olabilmek yardımcı olacaktır. Karmik enerji alanında size dair tüm gerekli bilgiler aslında eksiksiz mevcut. Kader, karakter sağlık durumunuz üzerinde etkilidir, dolayısıyla da geçmişiniz. Bazen talihsizliklerin kökü anne karnındaki zamana, bazen de daha eskisine dayanır. Önce kökten bir değişime açık olmak şarttır, şifacı ile danışan arasında mutlaka güven olmalı ve doğru enerji alışverişi. Öte yandan, bu alandaki araştırmalarda “suçluluk” duygusu ve çokça suçlanmış olmak da hastalıklar üzerinde etkili.

Geçmiş için üzülmek yanlıştır, değersizlik yaşayan kişi bunu yapar. Enerjiyi asla değişmeyecek konular üzerinde tutmayın. Geçmiş sadece gereken yaşam derslerini verdi ve gitti. Geçmiş için sürekli üzülmek hasta edicidir. Anda kalın, gelecek için üzüntü duymak ve peşin kaygı taşımak da son derece enerji çalan bir yanlıştır. Hastalığı önce kabul etmek gerekir, yüzleşmek. Sonra da kesin bir değişim kararı verebilmeyi gerektirir süreç. Hastalık zaten bir alarmdır; artık bir şeyler değişmeli diyen bir enerjidir size. Hastalık yapmış olduğunuz yanlışlar için size son uyarıdır.

Hastalık da ruhtaki bir sıkıntıyı ortaya koymak için belirir. Tıbbi olarak ilerlenecek yolda, kişinin kendi başına gerçekleştireceği en etkili şifa yolu duadır.

Işınsu, ‘OL’ der ve OLUR’ isimli kitabında, 200’den fazla hastalığa neden olan zihinsel nedenleri ve iyileşmemizi sağlayacak düşünce modellerini anlatıyor.

Kaynak: f5haber