Hayatı olumsuz etkileyen hemoroid, başlangıç safhasında semptom göstermeyebiliyor. Beilrtiler ortaya çıktığında ise vakit kaybetmeden bir uzmana görünmek, cerrahiye başvurulmasını engelleyebiliyor.

Hemoroid (basur) nedir?

Anüs rahatsızlıkları arasında en sık görülen hastalık hemoroiddir ve toplumumuzda da sıkça görülür. Halk arasında anüs bölgesi rahatsızlıkları, genel olarak basur olarak adlandırılır. Hemoroid, anüs bölgesindeki toplardamarların genişlemesi anlamına gelir. Hemoroid anüs çevresi (makat etrafı) ve rektum dediğimiz anüs iç kısmında olabilir. Hemoroidler köken aldığı yere göre ikiye ayrılır.

  • Dış hemoroid (eksternal hemoroid): Anüs çevresinden köken alırlar.
  • İç hemoroid (internal hemoroid): Anüsün iç kısmından köken alırlar. Ayrıca iç hemoroidler kendi içinde 1’den 4’e kadar evrelendirilir. 1 başlangıç, 4 en ileri safhadır.

Hemoroid neden olur?

  • Kalıtsal: Hemoroid ve varis gibi toplardamar genişlemesinin sebep olduğu rahatsızlıklar genetik yatkınlıkla çocuklara aktarılır.
  • Kabızlık (konstipasyon): Hemoroid hastalığının en önemli nedeni kabızlıktır. Kabızlık nedeniyle tuvalette aşırı ıkınma makattaki toplardamar basıncını artırarak genşlemeye sebep olur.
  • Gebelik: Hamile kadınlarda sık görülen kabızlığın yanı sıra rahim kısmında bebek büyüdükçe artan basınç, toplardamarlara baskı yapar. Bu durum kadınlarda hemoroid oluşumu riskini artırır.
  • Fazla kilo (obezite): Diğerleri kadar risk taşımasa da fazla kilolu insanlarda da toplardamar genişlemesi sık görülür.

Hemoroid belirtileri nelerdir?

Dışkılama esnasında makatta kanama: İç hemoroid hastalarında en sık görülen belirti görülen açık kırmızı renkteki kanamadır. Tuvalet kağıdında, dışkıda ya da dışkılama sonrası klozete damlama şeklinde görülmektedir. Tabii ki kanamanın tek nedeninin hemoroid olmadığını bilmelisiniz. Çünkü makatta kanama nedenleri arasında kalın bağırsak kanseri, anal fissürün (makat çatlak) yanı sıra rektum kanseri, iltihabi bağırsak hastalıkları da bulunur. Tedavilerinin geç kalmasında hastaların en sık yaptığı hatalardan biri utanma duygusu nedeniyle muayeneye gitmekten kaçınmalarıdır.

Anüste ele gelen meme: Bu durum hem iç hem de dış hemoroid hastalarında en belirgin bulgulardan biridir. Dış hemoroid hastalarında anüs çevresinde meme oluşumu olarak görülür. İç hemoroid hastalarında ise daha çok ilerleyen evrelerde yani 3. ve 4. derece evresinde belirgin bir şişlik ortaya çıkar. 1. derece iç hemoroidlerde meme ele gelmez. 2. derecede meme dışkılama sırasında anüsten dışarı çıkar, sonrasında kendiliğinden içeri girer. 3. derecede ise meme ıkınma ile anüsten dışarı çıkar, dışkılama sonrası elle ittirerek içeri girer. 4. derece iç hemoroidlerde ise memeler sürekli dışarıdadır.

Ağrı: İç hemoroid hastalarında ilk başlarda ağrı hiç yok denilebilir. Ama evre ilerledikçe ağrı şikayeti başlar. İç ve dış hemoroidlerde genişlemiş damar içerisinde uzun süre sabit oturma veya ayakta durma, anal bölgeyi üşütme sonrası kan akımı iyice yavaşlayarak kolayca pıhtılaşma oluşabilir ki bu durum mevcut memenin aniden büyüyerek serleşmesine ve şiddetli ağrıya neden olur (tromboze hemoroid).

Kaşıntı: Bir diğer önemli hemoroid belirtisi ise kaşıntı olup, anüs çevresinde şiddetli kaşıntıya neden olabilir. Tabii ki kaşıntının tek nedeni hemoroid olmayıp, anal bölgedeki cilt problemleri (dermatit) ve bağırsak parazitleri de anüste kaşıntıya sebep olabilir.

Dışkı kaçırma, anüsten akıntı: Hemoroid hastalarında görülen bir diğer belirti ise nadiren de olsa dışkı kaçırma ve anüsten gelen ve iç çamaşırı ıslatan akıntıdır.

Hemoroid tedavisi

Özellikle başlangıç safhasındaki hemoroid rahatsızlıkları cerrahi tedavi gerektirmez. Bu safhada varsa kabızlığın diyet ve ilaçlarla ortadan kaldırılması, düzenli tuvalet alışkanlığının edinilmesi, ağızdan alınacak toplardamar duvarı güçlendirici ilaçlar ve anüs bölgesine lokal olarak uygulanacak pomad, fitil türü ilaçlarla tedavi uygulanır. Medikal tedavi ile fayda görmeyen hastalarda ise lazer, lastik bant ile boğma, anal bölge atardamarının bağlanması, stapler hemoroidektomi ve klasik cerrahi yöntemlerinin içinde bulunduğu geniş bir tedavi yöntemi yelpazesi vardır.

Burada önemli olan hastaya faydalı olacak, işlem sırasında ve sonrasında hastaya en az sıkıntı verecek yöntemin doğru tespit edilmesidir. Hasta açısından daha az sıkıntıya neden olacak diye yetersiz bir tedavi yönteminin kullanılması, ileride hastaya daha fazla sorun olarak hastalığın tekrarlamasına neden olur. Bu konuda hastaya düşen ise şikayetlerin başlangıcında, mutlaka konuda deneyimli bir genel cerrahi uzmanına muayene olarak doğru tanının konmasını sağlamak ve ne tür bir tedavi önerildiyse süreci uzatmadan, öngörülen tedaviyi olmasıdır. Aksi taktirde hastalık ilerledikçe tedavisi ve arkasından gelen süreç daha sıkıntılı olmaktadır.

Editör: Funda Erkoç