Pala Remzi”, “Töre”, “Urfalı Sevmiş”, “Nemrudun Kızı” gibi eserleri pek çok sanatçı tarafından seslendirilip çok sevilen besteci Arif Çelik, bu kez eserlerini kendi sesi ve yorumuyla yayınladı.Bestekâr, ses ve saz sanatçısı Çelik’in “Nemrudun Kızı”, “İncinir” ve “Nolursun” adlı eserleri, Gloss Müzik etiketiyle tüm dijital satış platformlarında yayında.

Kültür Bakanlığı Türk Halk Müziği sanatçısı Arif Çelik, halk müziğinin hem teorisini hem de pratiğini çok iyi bilen bir isim. Urfa makam geleneğine ve geleneksel müziğe hakim. Besteleri daha önce İbrahim Tatlıses’ten Mahsun Kırmızıgül’e, Alişan’dan Selahattin Alpay’a, İzzet Yıldızhan’dan Kazancı Bedih’e kadar onlarca isim tarafından seslendirilip çok sevilen Çelik, gelenekseli güncel ile harmanlamanın önemine inanıyor.

Çelik, türkülerin hayatla içiçe olduğunu, kendi eserlerinin de bu özellikleri dolayısıyla sevilip benimsendiğini anlatıyor. 1983-1986 yılları arasında Devrek’in Hatipler Köyü’nde öğretmenlik yaptığını belirten Arif Çelik, “Pala Remzi”, “Töre”, “Urfalı Sevmiş” adlı eserlerinin de bu köyde, öğretmen lojmanında ve sınıfta ortaya çıktığını vurguluyor.

Nemrudun Kızı türküsünün hikayesi nedir?

Çelik’in dilinden “Nemrudun Kızı” türküsünün hikayesi ise şöyle:

Türküyü besteledikten sonra dost meclislerinde de seslendirmeye başladım. O zamanlar ‘nemrudun kızı’ yerine ‘zalimin kızı’, ‘gavurun kızı’ gibi farklı şekillerde söylüyordum ama bir türlü içime sinmiyordu. Bir gün bir arkadaşımın evinde banta kayıt yaparken arkadaşın annesi çay getirdi. O kapıdan ‘Çay hazır’ diye seslenmiş. Biz duymamışız ama sesi banda kaydolmuş. Kayıtları dinlerken bunu duyunca arkadaşım ‘Çay mı satacağız bant mı satacağız, neden kapının arkasında konuşup durdun’ diye çıkıştı. Annesi de ‘Getirsen bi türlü getirmesen bi tülü nemrud oğlu nemrud’ deyiverdi. Türkünün sözleri de böylece tamamlanmış oldu.

Editör: TE Bilişim