Uzun süre maske altında kalan ciltte, sivilce, kızarıklık, leke, cilt kuruluğu, gözeneklerin artması, cilt yüzeyinde tıkanıklık, rozasea (gül hastalığı), egzama gibi sağlık sorunları görülebiliyor. Bu sorunların önüne geçmek için maskeyi düzenli olarak değiştirmek, kimsenin olmadığı alanlarda çıkarıp cildin hava almasını sağlamak çok önemli. Eğer şikâyetler geçmiyorsa sorunların kronikleşmemesi için medikal destek almak şart

Covid-19  salgınının önüne geçmek için maske takmak, aşı kadar önemli. Öyle ki aşı olsak bile herkeste aynı düzeyde koruyuculuk gelişmediği ve başkalarına virüs bulaştırma riski sürdüğü için maske takmaya devam edeceğiz. Maske bizi virüsten koruyor ancak tüm gün maskenin altında kalan ciltte de bir dizi sağlık sorunları ortaya çıkıyor. Öyle ki vücudumuzun oksijene ihtiyacı var ve bunun eksik kaldığı yerlerde sağlık sorunları kaçınılmaz oluyor. Nefes alırken oksijen alıyor ve dışarıya nefes yoluyla karbondioksit veriyoruz. Uzmanlar, yetişkin bir kişinin günde ortalama 17 bin ile 23 bin defa nefes alıp verdiğini belirtiyor. İşte uzun süre maske altında kalan ciltte, doğru şekilde oksijenlenmediği, yoğun şekilde karbondioksite maruz kaldığı ve maskenin üzerinde oluşan bakteriler nedeniyle sağlık sorunları artırıyor. Bu sorunları yaşamamak için öncelikle uzun süre aynı maskeyi takmamak, en fazla 4 saatte bir değiştirmek çok önemli. Ayrıca kimsenin olmadığı bir alanda maskeyi çıkarıp temiz hava almak ve yüz bölgesinin oksijenlenmesini sağlamak gerekiyor.  

Uzun süre maskenin altında kalan ve doğru şekilde oksijenlenmeyen ciltte, ciddi sorunlar görüldüğünü kaydeden Medikal Estetik Uzmanı Songül Durur Zevzir, “Kadın ve erkeklerde, sivilce, sivilce izleri, yüz bölgesinde kızarıklık, leke, cilt kuruluğu, nem sorunu, cildi hassas olan kişilerde maskenin yarattığı ısı ile kılcal damarların belirgin hale gelmesiyle ortaya çıkan rozasea’nın (gül hastalığı) artması, maskenin sürtünmesinden dolayı kulak çevresi ve yüz bölgesinde egzamaların oluşması, gözeneklerin artması, cilt yüzeyinde tıkanıklık, erkeklerde sakal ve çevresinde bu sorunlarda ciddi oranda artış görmekteyiz” diye konuştu.

Sorunlar giderek arttı

Salgının başladığı dönemde bu durumun çok anlaşılmadığını, ancak bir ay sonrasında, danışanlarının önce sivilce ve cilt kuruluğu şikâyetleriyle  kendilerine başvurduğunu söyleyen Zevzir, sonrasında sivilce izleri, kılcal damar, ciltte ton farkı, egzama ve hassas ciltlerde yüzde oluşan kızarıklık halk dilinde gül hastalığı olarak da bilinen rozesea gibi şikayetlerin yüksek oranda arttığını belirtti.

Tedavi edilmezse kronikleşebilir

Yaşanan cilt sorunlarının tedavi edilmezse kronik hale dönüşmesinin mümkün olduğunu kaydeden Songül Durur Zevzir, şu bilgileri verdi: “Örneğin sivilceler skar izlerine, sivilce lekelerine neden olur. Rozesea tedbir alınmazsa ise uzun süren tedaviler gerektirebilir, ciltte oluşan lekeler ihmal edilirse bunlar cilt altında daha derin lekelerin oluşmasına neden olur. Kollajeni azalan ciltlerde yine destek sağlanmazsa sarkmaların, kırışıklıkların, derin çizgilerin oluşması kaçınılmazdır. Bu sorunların artması kişinin psikolojisini ve sosyal yaşamını da  olumsuz yönde etkileyebilir.”  

“Nasıl sağlığımız için erken tanı önemli ise cilt sorunlarının kronik hale dönüşmemesi için de erken tanı önemli. Kronik sorunların çözümü konusunda durum kişiden kişiye değişebileceği gibi uzun süren tedaviler gerektirebilir bu da gerek sosyal yaşam gerekse zaman açısından kolay olmayacaktır” diyen Zevzir, cilt sorunu yaşayanlara şu önerilerde bulundu:

“Bu zorlu salgın sürecinde maske kullanımına özen gösterin. Bütün gün maske takmak zorundaysanız lütfen gün içinde maskenizi değiştirin. Maskem temiz ertesi gün de kullanırım diye düşünmeyin. Kimsenin olmadığı, kimseyle temas etmediğiniz bir alanda maskenizi arada çıkartıp cildinizi havalandırın. Maskenin ipleri dışındaki bölgelerine elinizi sürmeyin. Cildinizi uygun temizleyiciyle sık, sık yıkayın. Mutlaka nemlendirici kullanın. Erkeklerde sakal nedeniyle oluşan sorunlar için bu sürede sakallarını kesmelerini öneriyoruz eğer kesmek istemiyorlarsa o zaman daha çok temizliğe ihtiyacı olduğunu hatırlatmamız gerekiyor. Bu salgından ülkemizin ve tüm dünyanın bir an önce kurtulması dileğiyle sağlıklı ve mutlu günler diliyoruz.”

Editör: TE Bilişim