Şu sıralar 'Gelsin Hayat Bildiği Gibi' dizisiyle hayranlarının karşısına çıkan başarılı oyuncu Özge Özberk ile buluştuk. Sohbetimize ortak olun.

Hayatınızın nasıl bir dönemindesiniz?

Sakin, keyifli, dingin ve üretken.

Çoğu insan mutsuz, yorgun ve bir şeylerden şikayetçi. Sizde durum ne?

Mutsuzluklara yanaşmayacak kadar evrildim. Mutsuz olduğum şeyler herkesin ortak alanında.

Sizi hayatta en çok yoran şeyler neler?

Tekrarlanan hatalar beni çok yoruyor.

ÜÇ ÇOCUK KİTABI YAZDIM

Sizi ekranlarda çok sık göremiyoruz. Projelerde çok mu seçicisiniz?

Kalbimin attığı ve heyecanlandığım işlerin peşindeyim. Şimdiki projemiz ‘Gelsin Hayat Bildiği Gibi’ beni o kadar heyecanlandırdı ki hayatımda ilk kez yazın başlayan bir işte çalışıyorum. Ayrıca üç çocuk kitabı yazdım ve bu bana inanılmaz iyi geldi.

“Asla oynamam” dediğiniz bir rol var mı?

Senaryonun neresinde durduğuma bakarım. O karakter sahneye çıkmadığında eksikliği hissediliyor mu, diye bakarım. Sanırım en önemli kriterim bu.

DOKUNAKLI BİR BABA-OĞUL HİKAYESİ

Yeni diziniz ‘Gelsin Hayat Bildiği Gibi’ sizin gözünüzden nasıl?

Sevgili Gani Müjde ters köşe bir senaryoyla ekranlara dönüyor ve bu beni çok heyecanlandırıyor. Hikayenin çok dokunaklı, tabanı çok sağlam bir zemine oturtulmuş bir kurgusu var. Yönetmenimiz Altan Dönmez’in sihirli dokunuşlarıyla içime çok sinen bir proje oldu. Gençler inanılmaz yetenekli. Nahif bir aşk ve dokunaklı bir baba-oğul hikayesi var. Daha ne olsun?

Hayat sizce de bildiği gibi mi gelir?

Hayat planlarıyla gelmiyor maalesef. Seçimlerimizle onu biz şekillendiriyoruz. İyi ya da kötü. İyi seçimlerde devam edip kötü olanlara deneyim diyoruz. Aslında bu kadar basit.

AŞK HER ŞEYİ AFFEDER Mİ, BİLEMİYORUM

Sadi Payaslı gibi bir karakter gerçek hayatta karşınıza çıkmış olsaydı ne yapardınız?

Aşk her şeyi affeder mi, bilemiyorum. Hayatta herkes ikinci şansı hak eder. Önyargısız dinlemek çok önemli. İkna olursunuz veya olmazsınız. Ancak hayat ne getirir bilinmez. Ben de heyecanla bekliyorum ilerleyen bölümleri.

Peki, Derya’yı nasıl buldunuz? Sevdiniz mi?

Derya çok nahif bir karakter. Yıllar önce sevgilisi tarafından terk edilmiş, yaralı ve kabuklarını göstermeden kendi halinde yaşayan biri. Kendi ayakları üzerinde durmayı başarmış ve bir erkek evlat yetiştirmiş. Hayatın zorluklarına ve yaşadığı büyük travmalara rağmen insanlardan uzaklaşmamış ve insanlara yardım etmeye devam etmiş. Onu sevmemek mümkün değil.

Gerçek hayattaki sizle benzerlikleri var mı?

Tek benzerliği onun da bir oğlu olması.

HER İLİŞKİ KENDİ DİNAMİĞİNİ YAŞAR

Meryem Uzerli, geçtiğimiz günlerde dizilerin, aldatmaları meşrulaştırdığını söylemişti. Sizce haklı mı?

Her ilişki kendi dinamiğini yaşar. Dizilere gelene kadar neler yaşanmış ona bakmak lazım.

‘Çemberimde Gül Oya’ (2004) dizisinden bu yana sizi takip ediyoruz. Asla çizginizi bozmadınız, skandallara karışmadınız ve özel hayatınızı hep korudunuz. Bunu nasıl başardınız?

Bu bir başarı mı, bilemiyorum. Yaptığım başarılı işler, benden ve özel hayatımdan daha çok merak ediliyor. Magazinle aram bir şekilde hep iyi oldu. Hiçbir zaman kaçmadım ve bana sorulan sorular genellikle işimle alakalı oldu.

Göründüğünüz kadar sessiz ve sakin biri misiniz?

Dışardan sakin görünürüm ama içim lunapark gibidir.

Sizinle ilgili bilmediğimiz neler var?

Tüm kış boyunca yazdığım çocuk kitaplarım için illüstrasyon dersleri aldım. Yeni çıkacak olanların çizimlerini kendim yapmak istiyorum. Umarım yeni yıla kadar hepsini gerçekleştirmiş olurum. Kısacası yazıyor da yazıyorum.

İÇTEN BİR GÜLÜŞ EN GÜZEL MAKYAJDIR

Kendinizi güzel bulur musunuz?

Günlük hayatımda makyaj yapan biri değilim. Benim şansım, genlerim. Bana göre çok güzel bir anne-babaya sahibim. İçten bir gülüş en güzel makyajdır.

45 yıllık yaşamınız size ne öğretti?

Bir işi severek ve inanarak yaparsan, işine, çevrene saygılı ve sevgi dolu olursan bunun meyvelerini yıllar geçse bile fazlasıyla alıyorsun. Bu her meslek için geçerli. Bizim mesleğimizde “Aman bu yaştan sonra…” diye başlayan cümleler kuramazsın. 50 yaşına da gelsen keman öğrenmek zorunda kalabilirsin.

10 yıl önceki Özge ile şimdiki Özge arasında ne gibi farklar var?

Artık ne istemediğimi çok iyi biliyorum. Zamanın hızlı akmasından mıdır, bilinmez, yapmak istediklerim için telaşım ve dinginliğim kafa kafaya yol alıyor. Üretmekten daha fazla zevk almaya başladım.

Sektörde hiç ayağınıza basan oldu mu? Ya da sizin üzdükleriniz…

Kimsenin ayağına bastığımı veya üzdüğümü düşünmüyorum. Arkamdan çelme takmaya çalışanlar olduysa da arkamda oldukları için görmedim.

BU ÜLKEDEKİ ÇOCUKLAR İÇİN ÇOK KAYGILANIYORUM

Ülkede sizi en çok neler üzüyor?

Bu ülkedeki çocuklar için çok kaygılanıyorum. Kaygan zemindeymişiz gibi… Kendimizi idare edemezken onların ayakta durmalarını istiyoruz. Büyük dilemma!

Giderek artan ve arsızlaşan erkek şiddeti hakkında neler söylemek istersiniz?

Erkek şiddeti hep vardı. Biz duymuyor, bilmiyor ve görmüyorduk. Sosyal medya sayesinde bilir olduk fakat şimdi de duyuramıyor ve görünür kılamıyoruz. Sözleşmeler yaşatır, inandıramıyoruz. Kayıtsız kalmak mümkün değil.

KÖTÜ ROLLERDE OYNARSAM DİZİLER İÇİN YANLIŞ KAST OLUR

Hiç kötü rollerde oynamadınız, neden?

Seyircinin alıştığının dışında sinemada veya tiyatroda bunu deneyimleme şansım daha yüksek. Ancak dizi seyircisi için alışılmışın dışına çıkmak algıyı yanıltabilir ve inandırıcılıktan uzaklaştırabilir. Kötü rollerde oynarsam diziler için yanlış kast olur.

Şöhretle aranız nasıl?

Şöhret kavramı benim için biraz değişik. Yaptığım işlerin karşılığını sevgi dolu cümlelerle alıyorum. Şöhret, yaptığınız güzel ve kaliteli işlerin kalıcılıyla doğru orantılı. Bu yüzden magazin harici bilinmek ve sevgiyle anılmak, bendeki şöhretin karşılığı.

Fotoğraflar: Ozan Güzelce

Kaynak: f5haber