Daha önce birçok projede yer alan sanatçı, Müslüm Gürses'ten yıllarca dinlediğimiz zamansız bir hit olan şarkı "Seni Yazdım Kalbime" ile ilk solo teklisini çıkardı.

Sözleri Hasan Bağlan, bestesi Burhan Bayar'a ait olan şarkının yepyeni bir enerji ile düzenlemesini Ufuk Kaan İçli ve Mert Alp yaptı.

Arı Yapım etiketiyle tüm dijital platformlarda yayına giren şarkının klibinin yönetmenliğini Begüm Atakan üstlendi. Klipte Şennur Dinleyen'e Afgan oyuncu Sancar Gunesh eşlik etti. Klipte birbirini çok seven iki çiftin aynı hislerini ve geçmişe özlemlerini izliyoruz.

Şennur Dinleyen "Tüm dünya zor bir süreçten geçerken müzikle var olmak, ruhumuzu iyileştirmek gerekiyor" diyor.

Yeni şarkınız öncelikle hayırlı olsun. “Seni Yazdım Kalbime” ile nasıl buluştunuz? Şarkı ile buluşma hikayenizi bizimle paylaşırmısınız?

Seni yazdım kalbime ile tabii ki herkes gibi çok öncelerde tanıştım. Müslüm Gürses, Kibariye gibi kıymetli yorumculardan hayranlıkla dinlediğim ve inanılmaz etkilendiğim bir Burhan Bayar şarkısı. Güncel müziğe uyarlanırsa nasıl olur diye merak ederek böyle bir işe kalkıştık. Genel tepkiler bu güncellemeye olumlu şekilde gelişiyor fakat bazı “Müslüm Babacılar” bu düzenlemeden mutlu değil. Müslüm babanın yorumu, o yorum ile en ufak bir kıyas zaten mevzu bile olamaz. Sanatçı, bir eseri kendi tarzında, kendi elinde olan malzemelerle yoğurana, yorumlayana denir zaten. Ayrıca ben de Müslüm babacıyım.

Bir şarkıyı sevenlerinizin beğenisine sunmadan önce nelere dikkat edersiniz? Kriterleriniz nelerdir ?

Bir çalışmayı sunmadan önce dikkat ettiğim ilk şey eserde anlatılan şeyi hissedebiliyor muyum ikincisi ise hissettiğimi yansıtabiliyor muyum olur. Ve elbette hiçbir yorumun, yorumcunun etkisinde kalmadan sadece kendim olarak yorumlamaya çalışmak da bu ilk iki kriteri takip eden en önemlilerinden.

Şarkının stüdyo aşaması benim için demo okuma ve asıl okumadan ibarettir. Burada asıl yük aranjörlerim Ufuk Kaan İçli ve Mert Alp’te idi. Kendilerinin stüdyoda sabahladıklarını biliyorum. Alt yapı düzenlemesi oldukça zengin, hem armonik hem teknolojik olarak. Bunu da kendilerine ve özverili çalışmalarına borçluyum.

Şarkının stüdyo aşaması nasıl gerçekleşti ve ne kadar sürede hazırladınız?

Şarkının stüdyo aşaması benim için demo okuma ve asıl okumadan ibarettir. Burada asıl yük aranjörlerim Ufuk Kaan İçli ve Mert Alp’te idi. Kendilerinin stüdyoda sabahladıklarını biliyorum. Alt yapı düzenlemesi oldukça zengin, hem armonik hem teknolojik olarak. Bunu da kendilerine ve özverili çalışmalarına borçluyum.

Ve.. Klip diyelim… Şarkının ruhunu yansıtan çok güzel bir klip olmuş. Hem çekim sürecincen hem klip detaylarından bahsedermisiniz ?

Klip benim hayallerimin çok ötesinde oldu. Bunu da sevgili yapımcım, yönetmenin ve can dostum Begüm Atakan’a borçluyum. Kendisi hem fikir aşamasında hem pratikte çok emek verdi. Birlikte çalıştığı ekibi, klibin çekildiği ve kendisine ait olan çekim platosu da inanılmaz samimi ve çok kaliteliydi. Arı film plato ilerleyen zamanlarda bir çok önemli çekimin gerçekleştiği bir mekan olacak hiç şüphesiz.

Kendi müzik tarzınızı nasıl yorumlarınız ? Ve… siz neler dinlersiniz? Müzisyen olarak takip ettiğiniz isimler kimler?

Ben esasen Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı İstanbul Devlet Türk Müziği Toplulu’ğu sanatçısıyım. Yani klasik türk müziği temelinden geliyorum. O alanda benim manevi olarak gönül verdğim ve çeşitli çalışmalarda yer aldığım bir alan. Her zaman da kalbimin götüreceği yer olduğundan orada da yeni çalışmalar gerçekleştireceğim.

Ama “benim müzik tarzım budur, ben diğerlerine kapalıyım.” anlayışı benim hiç kabul etmediğim bir anlayıştır. Bir sanatçının her tarz müzik hakkında fikri olup, kendisinde o potansiyeli görüyorsa da çeşitli tarzlarda çalışmalar ortaya koyması gerekiyor bana göre. Tarzın veya üslubun dokusuna zarar vermemek şartı ile..

Dinlediğim müzik türleri ve müzisyenler bu bakış açısından kaynaklı çok çeşitli. Klasik batı müziği keman çalımı geçmişim de olduğu için önceliğim hem klasik türk müziği hem de klasik batı müziği diyebilirim. Daha sonra etnik müziğe olan merakımın etkisiyle Hindistanda, Arap ülkelerinde yaşayan etnik müzik sanatçılar ıve grupları geliyor. Türkiye’de arabeskin gerçek temsilcileri Müslüm Gürses, İbrahim Tatlıses, Kibariye ve bir çok üstad her zaman severek dinlediğim isimler.

Editör: TE Bilişim