Herkese merhaba sevgili okurlar; Bildiğiniz üzere Giresunspor takımı 44 yıllık büyük bir özlemin ardından çıktığı Süper Ligde ilk üç maçı geride bırakırken yeşil-beyazlı ekibin henüz puanla tanışamaması kadar üç maç da henüz rakip fileleri havalandıramamış olması üzerinde uzun-uzun düşünülmesi gereken bir durum haline gelmiştir. Tamam anlarrız ki ilk hafta Galatasaray’ı konuk etmişsin, ardından Kasımpaşa deplasmanına çıkmışsın ve yine kendi evinde Trabzonspor’u ağırlamışsın. Ancak ne var ki Giresunspor’un iç sahada oynadığı maçlardaki rakipleri kağıt üzerinde şampiyonluk adayları gibi dursa da ne Galatasaray ne de Trabzonspor takımları gerçek güçlerinin kat be kat altında bir performans sergileyerek Giresunspor'dan 3 puan aldılar. Yani kısacası iç sahadaki rakiplerimizin Avrupa maçlarının ardından bir hayli yorgun olmalarını ve gerçek güçlerinden uzak ve mecburi olarak revizyonlu kadroyla Giresunspor’un karşısına çıkmasını avantaja çeviremediğimizi açıkça söyleyebilirim.

Peki Giresunspor 44 yıl aradan sonra yeniden yükseldiği Süper Lig arenasında nasıl rakip fileleri havalandıracak ya da nasıl puan yada puanlarla sahadan ayrılacak? Taraftar gerçekten bu konuyu merak eder hâle gelmiş durumda.

Öncelikle şunu belirtmek gerekiyor ki Çotanakların bu oyun yapısı ve futbol anlayışıyla hedefine kolay yoldan ulaşmasını beklemek tamamen hayalcil düşünceden öte bir şey değildir. Tabi bunun da nedenlerini söyleyecek olursak şu hususları da belirtmek de fayda var. Giresunspor takımı Erzurum da kamp yaptığı oyuncuların büyük çoğunluğuyla yollarını ayırdı. Devamında yanlış transfer politikası ve yanlış oyuncu grubunun bir araya getirilmesi kısa vade de Giresunspor’a gol atmak ve puanlar kazandırmak için yeterli olmayacak gibi görünmektedir. Bir de Giresunspor’u teknik açıdan söyleyecek olursak, Kaleci Okan’ın hatalı çıkışları ve hatalı goller yemesinin yanı sıra savunma hattının henüz uyum sağlayamamış olması rakip forvetlerin çok basit gol atmalarına sebep olmaktadır.

Ama benim dikkat çekmek istediğim özel bir durum var ki o da Giresunspor orta sahanın tamamen yanlış oyuncularından oluşturulmasıdır. Eğer bir takımın 6 ve 8 numaraları kötüyse oynadığınız maçı kaybetmeye çok yakınsınızdır. Eğer 6 ve 8’in yanı sıra bir de 10 numara pozisyonun da ki adamınız sahada geziniyorsa siz zaten yenilmeyi kabullenmişsiniz demektir. Dolayısıyla son Trabzonspor karşılaşmasında Jeoy Pelupesssy, Flavio ve Diabete üçlüsünün hem defansif hem de ofansif anlamda son derece zayıf kalmaları bırakın puan almayı Giresunspor’un gol atamamasına sebebiyet vermektedir. 6 numara Jeoy Pelupesssy’un yediğimiz gol de en az kaleci Okan kadar hatasının olduğunu ve Anthony Nwakaeme’nin kafa vuruşunu adeta taraftar gibi izlemesi Giresunspor adına son derece olumsuz bir gelişmedir. Anlıyoruz ki yan toptan gol yemenin de bir adabı usulü vardır, zira bu hataların bu seviyede ki bir ligde yapılıyor olması da teknik heyetin araştırması gereken en önemli konulardan biridir. Orta sahanın bir başka oyuncuları Flavio ve Diabete’nin neden Trabzonspor'da değil de Giresunspor’da oynadıkları da yavaş-yavaş günyüzüne çıkmaktadır. Bizim bildiğimiz merkez oyuncular agresif olmalarıyla takımının baskı yemesini engeller ve kaliteleriyle de hücumu yönlendirirler. Siz Giresunspor’un maçlardan puanla ayrılmasını bir tarafa bırakın rakiplerine gol atamasının en önemli nedeninin bu olduğunu da sakın aklınızdan çıkarmayın.

Sevgili okurlar kendi şahsi görüşümü de söylemeden geçemeyeceğim, Neredeyse tüm takımlar alt yapıdan oyuncularını yavaş yavaş takıma montak etmeye başladı ve hatta ettiler bile Giresunspor'da hâlâ tık yok. Giresunspor alt yapısında ne cevherler var ama yönetim bir türlü görmemektedir. Bakalım çok merak ediyorum alt yapıya ne zaman önem verilecek? Metin Caner Akbayrak isimli futbolcu alt yapıda kendisini kanıtlamış ama nedendir bir türlü imza atılmıyor. Neyi bekliyorsun sayın başkan? Milyon dolarlar veriyorsunuz yabancı futbolculara. Çıkıp bir başkanda şu alt yapıya önem vermedi bundan sonrası tahminimce vermeyecektir. Bir sonra ki yazımda görüşmek dileğiyle...

Kalın sağlıcakla...