Haftanın olayları ile geldim. Biraz magazin biraz da gündem. Tabii ki olayları anlatırken, bu olaylar hakkındaki yorumlarımı yapmak için hazırlıyorum bu yazıyı. Yoksa yaşananları her yerde okuyabilirsiniz.

En son yazımda Selin Ciğerci Deniz Akkaya gerginliğinden bahsetmiştim. Durum hala aynı hızla devam ediyor. Ciğerci yorum yapmıyor, konuşmuyor ancak Akkaya asla durmuyor. Eski okuyucularım bilir, Selin Ciğerci’nin ilk günden beri tasvip etmediğim durumları var. Sürekli birileri ile sorun yaşayıp ağlaması mağdur görünümünde olması gibi. Ama Deniz Akkaya’a da olay tutunca fazla abarttı. Bugün Instagram hesabında bir istatistik paylaşmış. Onun gördüğü ve göstermek istediği hikayelerini izleyenlerin sayısı. Benim gördüğüm ise bir hafta içinde izlenme oranındaki %73 artış. Buradan ne anlıyoruz? Bir ünlü ile geçen yıl bir sorun yaşamıştım. Etkileşimimi görünce gözlerime inanamadım. Ama kimse ile paylaşmadım. Çünkü o olay için artmıştı hikâyelerime bakan sayısı. Bir süre sonra eskiye dönecekti. Anlatabiliyor muyum?

Selin Ciğerci ve Gökhan Çıra ayrılığını ben de samimi bulmuyorum, farklı şeyler gelişecekmiş gibi geliyor. Ama adliye çıkışı Ciğerci’nin Çıra’ya “maskeni çıkar” demesi bunun bir kanıtı değil. Erik çalarken hırsız yakalama peşine düşmüşler. Ne gerek var? Bu konu hakkında söylenecek çok şey var ama herkes her şeyin fakında. Ben de şu kadarlık bir yazı ile fikirlerimi söyleyeyim dedim.

Gelelim Seren Serengil’in canlı yayında açılan yakası paçası olayına. Elbette kazadır, olur. Ama kazalardan korunmak için de önlemler almalıyız değil mi? Aslında bu konudan hiç bahsetmezdim, beni ilgilendirmiyor ama olay başka yöne doğru gitti. Bir sunucu bu durumu paylaşmış ve Serengil için ‘ahlaktan bahsedenlerin şu şekilde giyinip de’ şeklinde başlayan cümleler kurmuş. Biraz gereksiz bir paylaşım o ayrı ama Seren Serengil’in buna cevabı daha gereksiz olmuş. Kadını aşağılamalara doyamamış. Karşısındaki biraz balık etli biri olduğu için ‘az ye, boğazını tut’ gibi incitmeye yönelik cümlelerle bitirmiş cevabını. Kendisi de zamanında az yeseymiş demez mi insan? Sürekli kilo verme maceraları olurdu, veremezdi. En sonunda ameliyat oldu, şimdi kilo alamıyor. Bunu geçelim…

Bu haftanın önemli bir konusu vardı. Çocuklara PCR testi yapılması! Bilim Kurulu toplantısından çıkan bir sonuçtu bu. Okullarda durumun ne olduğunu anlayabilmek için tarama yapılacağı söylendi. Bir anda vatandaş ‘çocuğuma dokundurmam’ demeye başladı. Böyle düşünenlerden biri de benim. Personelin en deneyimliler arasından seçilmesi filan da beni ilgilendirmiyor. Anne baba yanında yokken çocuğun ağzına burnuna cisim sokulması o çocukta nasıl bir iz bırakır? Nasıl bir travma yaşarlar bunu uzmanlar açıklasın. Ama ben bunu kabul etmiyorum. Virüsün okullardaki etkisini ölçmek için öğretmenlere, hizmetlilere memurlara yapılabilir tarama. Bırakın el kadar çocukları.

Camdaki Kız yeni sezona başladı. Geçtiğimiz sezon biterken bir Hayri karakteri çıktı ortaya. Ama hala Hayri’yi kim canlandıracak hala belli olmadı. Gelen bilgilere göre birkaç bölüm daha belli olmayacak kim olduğu. Yine söylentilere göre Cihangir Ceyhan, Hayri olarak diziye katılacak. Umarım saçlarını kestirmiştir.

Önümüzdeki günlerde Masumlar Apartmanı’da başlıyor. Biliyorsunuz, Ezgi Mola için ‘diziden ayrıldı’ söylentileri vardı. Yeni afişte Mola’yı gördüğümüze göre böyle bir durum yok. Zaten Safiye yoksa dizi de yok bana göre. Ya sizce?

Ayla Çelik ve Hakan Altunklibini izlediniz mi? Çok güzel olmamış mı? Çok yakıştırdım ikisini. Mahallenin dedikoducu teyzelerine döndüm. İki yakışan insanı yan yana görünce neler geliyor aklıma. Neyse bu not da burada dursun.

O zaman yeni bir yazıda görüşmek üzere. O güne kadar aman aklınıza sahip olun.Anlık paylaşımlarım için beni @nihalyesiltacoranInstagram'dan takip edebilirsiniz.

Selametle